Türk tarihinin en önemli dönemeçlerinden biri, hiç kuşkusuz 9 Eylül 1922’dir. Çünkü o gün yalnızca İzmir düşman işgalinden kurtarılmadı; aynı zamanda bir milletin bağımsızlık iradesi dünyaya ilan edildi.
Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” emriyle başlayan büyük taarruz, 30 Ağustos’ta Dumlupınar’da zaferle taçlanmış, 9 Eylül’de ise İzmir’e girilmesiyle işgal son bulmuştur. 9 Eylül, işte bu nedenle yalnızca bir şehrin değil, tüm Anadolu’nun özgürlüğe kavuştuğu gündür.
9 Eylül’ün önemi sadece askeri bir zaferle sınırlı değildir. O gün, millet olarak şu mesajı verdik:
Hiçbir işgal, hiçbir baskı Türk milletinin iradesini teslim alamaz.
Birlik ve beraberlik içinde hareket edildiğinde, en büyük zorluklar aşılır.
Bağımsızlık, uğruna bedel ödemeyi göze aldığımızda gerçek olur.
Bugün 9 Eylül’ü anarken, o günün ruhunu hatırlamak gerekiyor. Çünkü o ruh; cesareti, fedakârlığı ve geleceğe olan inancı simgeliyor. Sadece geçmişi hatırlamak için değil, yarınlara daha güçlü yürüyebilmek için de bu tarihi anlamak zorundayız.
Unutmayalım: 9 Eylül, yalnızca İzmir’in değil, tüm milletin bayramıdır. O gün kazanılan özgürlük, bugün hâlâ nefes aldığımız bağımsızlığın temelidir
Ve Yine Unutmayalım ki 9 Eylül yalnızca bir kurtuluş günü değil, aynı zamanda bize bırakılan büyük bir mirastır. O mirasın adı bağımsızlıktır. 
“Hürriyetin bedeli, her nesilde yeniden ödenir.”