AK Parti’nin işi bu kadrolarla zor

Abone Ol

Yerel seçim sonrası araya Ramazan Bayramı tatili girince, AK Parti’deki operasyon da doğal olarak ertelendi.
Partide yaşanacak ve il başkanlarının görevden alınmasıyla sonuçlanacak operasyonun ilk haberini geçtiğimiz cuma akşamı biz yazdık.
Haberden sonra birçok kişi aradı. Doğruluğunu soranlar olduğu kadar, “Bir değişim şart” diyenlerin sayısı da hiç azımsanmayacak kadar çok.
Yeni gelen ve bugün haberleştirdiğimiz ikinci bilgiyi de tekrarlayayım. Bu hafta veya önümüzdeki hafta Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, il başkanlarını toplayacak. O toplantıda, il başkanlarından istifa etmelerini isteyecek.
Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan, düğmeye basmak için en doğru zamanı bekliyor.
Peki, il başkanlarının görevden alınması yeterli olur mu?
Ya da tek suçlu, teşkilat yöneticileri mi?
Bence değil. Neden mi?

***

Daha iyi anlamak için 2018’e gitmek gerekir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş seçiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en büyük vaatlerinden biri, teknokrat kökenli bir kabine oluşturacağını açıklamasıydı.
Öyle de yaptı.
Teşkilatlardan gelen isimler yerine, siyasetle bağları olmayan, bırakın teşkilatları tanımayı, halkı bile tanımayan isimler, Bakan yapıldı.
Birçok kişinin sevmesine rağmen şovdan öteye gidemeyen eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sonra göreve gelen Ali Yerlikaya, İstanbul Büyükşehir’e aday gösterilen Murat Kurum, ismini cismini partililerin bile bilmediği Turizm Bakanı…
Liste uzayıp gider.
Bu Bakanlar, teşkilattan gelmediği için partililerden kopuk bir görüntü verdi. Konuşmaları, çıkışları, açıklamaları, açıkçası AK Partililerin hiç hoşuna gitmedi. Çünkü teknokrat veya bürokrat oldukları için halka inemiyorlardı.
Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da AK Parti’nin de en büyük başarısı, halka inebilmesindeydi.

***

Genelde böyle de yerelde yani Kocaeli’de durum çok mu farklı?
Milletvekillerinden Prof. Dr. Sadettin Hülagü ve Veysel Tipioğlu’nu hepimiz biliyoruz. Hadi Tipioğlu biraz daha halkla sıcak ilişki kurabiliyor. Oysa Sadettin Hoca öyle mi? Akademisyenliğinin getirdiği bakış açısı hala üstünde duruyor.
Keza Radiye Sezer Katırcıoğlu, Sami Çakır da öyle.
Cemil Yaman ile Mehmet Akif Yılmaz, halkla, partililerle rahat diyalog kurabilen iki vekil.
Oysa AK Parti’nin bunlardan daha fazlasına ihtiyaç var.
Fikri Işık’a…
Her ne kadar DEVA’ya geçip orada siyaseti bıraksa da Nihat Ergün’e…
Aday gösterilse İzmit'i kazanması kesin olan Ali Korkmaz'a...
Gebze’de herkesin saygı duyduğu Oya Tunçel’e…
Ve ismini sayamadığım eski abilere, ablalara…
Kısacası…
AK Parti’nin, halkta karşılığı olan isimlere ve bir an önce fabrika ayarlarına dönmeye ihtiyacı var.
Yoksa, halkta karşılığı olmayan kadrolarla işi çok ama çok zor.