Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü Bursa Devlet Konservatuarı Haldun TANER’in yazdığı, epik tiyatronun en güzel örneklerinden biri olan Keşanlı Ali Destanı müzikali ile 21 Haziran Cuma akşamı saat 20:30’da Derince Belediyesi’nin ev sahipliğinde ücretsiz olarak Derince Gösteri Merkezi’nde sanatseverlerle buluşacak.
Keşanlı Ali Destanı öyle muhteşem bir oyun ki yolculuğunu sahnelenmeye başladığı 1964 yılından bugüne 60 yıllık bir başyapıt olarak sürdürüyor.
Sanat eserlerinin ölümsüz oluşu işlediği konularla paraleldir.
İşte bu noktada büyük usta Ferhan ŞENSOY’un bu oyunun yazarı, ustası Haldun TANER’İ anlatırken “tiyatronun peygamberi Haldun TANER” olarak nitelendirmesi boşuna değil. O Haldun TANER ki, “Ölürse Tenler Ölür Canlar Ölesi Değil” kitabında hayatına ve sanatına dokunmuş sanatçı dostlarını sonsuzluğa taşırken Burhan Ümit TOPRAK’ın dediği gibi tüm sanatçılara şunu salık veriyordu: “Hayat mı eser mi, işte bütün mesele bu.” Eserlerini de hep bu yönde tasarlayarak sahneye taşıdı: kaynağını bu topraklardan alan evrensel temalar ve tüm insanlığın ortak dertleri.
Yıllarca sahnelenen, yabancı dillere çevrilen, filmleri çekilen, televizyonda dizisi yapılan, ödül üstüne ödül alan bu oyun, gücünü tam da Haldun TANER’in kaleminin gücünden ve Yalçın TURA’nın müzikal dokunuşlarından alıyor.
Haldun Taner'in "Gecekondu ortamında bir kahramanlık mitosunun parodisi" olarak nitelediği oyunun konusu nedir diye sorarsanız; bir yanda mertlik belası, bir yanda aşk yarası… İşlemediği bir cinayetten ötürü “Mahkum ve Kahraman” olan Keşanlı Ali ile kenar mahallesi güzeli Zilha’nın imkansız aşkı. Masal kadar uzaktaki şehre tepeden bakan Sineklidağ’da geçen bol şarkılı bir kahramanlık parodisi diyebilirim.
“Sineklidağ, büyük bir kentin eteklerinde yer alan, gecekondulardan oluşmuş, ezilen, yoksul insanların yaşadığı bir varoştur. Keşanlı Ali, Çamur İhsan'ı öldürmekten hapse düşmüştür ve hapisten bir kahraman olarak çıkagelir. Ali’nin iki dramı vardır: Birincisi, suçsuzdur; ikincisi, aşık olduğu Zilha, Çamur İhsan'ın yeğenidir ve ona düşmanca davranmaktadır. Muhtar seçilen Ali, Sineklidağ'da yeni bir düzen oluşturur ama yüreğiyle beyni arasında ciddi çatışma yaşamaktadır. Şef olarak, toplumuna; insan olarak, duyduğu aşka sorumludur.
Ali "Destan"ı kullanmaya karar vermiştir. Çünkü "Bu toplumda sessiz, sakin, efendi olursan her zaman dayak yer, ezilirsin. Ama terbiyesiz, güçlü, zalim, ne dediğini bilmeyen biri olursan, o zaman saygı görürsün". Ali, hapiste bunu öğrenmiş ve yeni bir Ali’yi fark etmiştir.”
İki perde olarak oynanan oyun, 2 saat 45 dakika sürüyor. Rejisini Bora ÖZKULA’nın üstlendiği bu muhteşem müzikal, geniş kadrosu, müzikleri, dekoru, kostümleri ve sahne tasarımlarıyla göz dolduruyor. Bu müzikal, aynı zamanda 60 yıllık yolculuğunda Türk tiyatrosuna pek çok önemli ismi de hediye etmiştir.
31 Mart 1964 gecesi ilk sahnelendiğinde Zilha rolünü Gülriz SURURİ, rejiyi de Genco ERKAL üstlenmişti dersek bu oyunun 60 yıldır neden zirveyi temsil ettiğini de açıklamış oluruz.
1970 yılına gelinceye kadar Türkiye'nin büyük kentlerinde toplam 493 kez sahnelenen Keşanlı Ali Destanı, aradan yıllar geçmesine rağmen Türk tiyatrosunun temel taşlarından biri olma özelliğini yitirmedi. Bu süre zarfında Almanya, Çekoslavakya, Lübnan gibi ülkelerde defalarca sahnelendi.
1968 yılında Fransa’nın en çok okunan dergilerinden biri olan Le Theatre Dans Le Monde Keşanlı Ali Destanı ile ilgili şu tespiti yapmıştır. Ve bu tespit, müzikalin 60 yıldır tüm dünyada güncelliğini neden koruduğunun adeta kısa bir özeti.
“Evrensel bir tema, yerli bir işleyiş, çok canlı karakterler. Keşanlı Ali Destanı, epik tiyatro türüne Brecht dışında yepyeni katkılarda bulunuyor.”
Tiyatromuzun iki önemli yazar ve eleştirmenlerinden, Özdemir NUTKU ve Metin AND hocalarımız sırasıyla verdikleri demeçlerde: “Haldun TANER, Türk Tiyatrosu’na gitmesi gereken yolu açıyor.” “Türk seyirlik oyunlarının çağcıl bir bileşimi.” diyerek bu oyunun neden izlenmesi gerektiğini de bir kez daha özetlemişlerdir.
Derince’yi kültür, sanat, spor ve festivallerin de yoğun yaşandığı bir kent haline getireceğiz diyerek bu yönde de çok güzel çalışmalara imza atan Derince Belediye Başkanı Sayın Av. Sertif GÖKÇE’yi ve Derince Belediyesini, Devlet Tiyatrosu’nun oyunlarını ilk kez Derinceli sanatseverlerle buluşturduğu için bir Derinceli sanatsever olarak tebrik ediyor, kendisine ve ekibine teşekkür ediyorum.
Değerli sanatseverler, bu muhteşem başyapıtı izlemenizi tavsiye ediyor, şimdiden iyi seyirler diliyorum.