Seçime şunun şurasında 25 gün kaldı. 31 Mart sabahı, bizleri 5 yıl boyunca yönetecek yerel idarecileri belirlemek üzere sandık başına gideceğiz.
Uzun yıllar sonra CHP ilk kez böylesine umutlu. AK Parti ile birlikte muhalefet açısından hiçbir yerel seçimin tadı tuzu yoktu. İktidar, 13-0 yapıp duruyordu.
Oysa şimdi öyle mi? 2019 yılında İzmit’in kazanılması, Derince, Darıca ve Karamürsel’de direkten dönülmesi… Bunlar, muhalefet açısından hep umut kaynağı oldu.
Bazı ilçelerde YRP faktörünün devreye girmesi, bazı ilçelerde de eski AK Partili belediye başkanlarının bağımsız veya başka partilerden aday olması da eklenince…
Bu umutla, 31 Mart hazırlıklarına başladılar.
***
İzmit, Derince ve Karamürsel adayları hala iddialılar. Seçimi kazanacakları noktasında bir sıkıntıları olmadığını söyleyip duruyorlar.
Ancak CHP örgütleri, ne yazık ki bu iddiayı taşıyamıyor gibi…
Ne demek istediğimi, şöyle anlatayım.
Belediye başkan adaylarının en büyük itici gücü, mensubu olduğu örgütlerdir, teşkilatlardır. Yani partisidir.
Parti ne kadar iyi olursa, iyi mücadele ederse, adayın da sahada eli güçlenir.
İşte CHP’de bugün yaşanan tam da budur. Ama tersten!
Bugün örgüt başkanları, yöneticiler nerededir?
Hele, partililerin “Bizi en iyi şekilde temsil etsinler” diye oy verdikleri milletvekilleri?
Bakıyorum sosyal medyaya… Birkaç göstermelik programa katılmak dışında yaptıkları pek bir şey yok.
Sahadaki adaylar neredeyse tek başlarına.
***
Derince’ye gidin, Sertif Gökçe ile biraz gezin. Partinin yöneticilerini, vekilleri hele de kanaat önderlerini göremezsiniz.
Sertif Gökçe neredeyse tek başına bir kampanya yürütüyor.
Keza Karamürsel, keza Dilovası… Her yerde tablo benzer.
Şimdi yöneticiler çıkıp da “Yanlışın var” diyebilirler…
Çalıştıklarını söyleyebilirler.
İlla ki çalışıyorlardır. İnkar eden yok.
Ama yeterli olmadığını, 31 Mart akşamı gülmek için daha çok sahada olmak gerektiğini söylemek gerekir.
***
Bir parantez de Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Atasoy Bilgin’e açmak istiyorum.
Adaylığının yanlış olduğunu zaten ilk günden itibaren dile getiriyorum.
Bugün hala aynı noktadayım. Hem heyecan yaratamadı hem de sahada varlığını hiç hissettiremedi.
Kampanyasını, eski tarz siyasete takılıp kalmış, eski kafalı ve 20 yıldır ortalıkta görünmediği için kamuoyundan habersiz Murat Sirmen’e emanet etmesi bir kere başlı başına yanlış.
Kocaeli medyasını hiçe sayması da…
Bazı ulusal gazetelere, medya kuruluşlarına gidiyor…
Hatta İstanbullu ajansla çalışıyor…
Ancak hemen yanındaki Kocaeli medyasını adeta görmezden geliyor.
Bu yolda devam etsin.
Şunu bilsinler ki, görmezden geldikleri Kocaeli medyası da onları görmeyecektir.
***
Yazım biraz uzun oldu ama bunları da dile getirmek zorundayım.
Amacım eleştirmek veya yerden yere vurmak değil.
CHP’li biri olarak, içim acısa da bir teşhiste bulunuyorum.
Ve de sormak istiyorum:
CHP’liler neyi bekliyor? Seçimin bitmesini mi?
Eğer öyleyse biraz daha sıksınlar dişlerini. Şunun şurasında 25 gün kaldı.
1 Nisan’dan sonra bol bol çalışırlar.