DİKKAT KURYE ÇIKABİLİR

Abone Ol

Hızın Bedeli: Motorlu Kuryeler ve Trafikteki Sessiz Tehlike

Son yıllarda şehir trafiğinde dikkat çeken bir değişim var: motorlu kuryeler artık her yerde. Kaskın altındaki yüzler, bir siparişi birkaç dakika erken teslim edebilmek için adeta zamanla yarışıyor. Ancak bu yarışın bir galibi yok; çünkü kaybeden çoğu zaman hem onlar hem de toplum oluyor.

Yemek ya da paket teslimatı yapan kuryelerin çoğu, düşük kazanç ve yüksek performans baskısı altında çalışıyor. Teslimat sürelerini tutturmak için kırmızı ışıkta geçen, ters yöne giren, dar aralıklardan hızla sıyrılan sürücüler artık şehir hayatının sıradan bir manzarası haline geldi. Bu tablo sadece kuryelerin değil, tüm trafikteki insanların güvenliğini tehdit ediyor.

Türkiye’de her yıl binlerce trafik kazasının aktörleri arasında motorlu kuryeler yer alıyor. Üstelik bu kazaların önemli bir kısmı ölümle ya da kalıcı sakatlıklarla sonuçlanıyor. Ancak mesele sadece bireysel bir trajedi değil; toplumsal bir sorun. Bu kazalar sağlık sistemine, sigorta kurumlarına ve ülke ekonomisine ciddi bir yük bindiriyor. Daha da önemlisi, her kaza, trafikteki güven duygusunu biraz daha sarsıyor.

Elbette bu tabloyu sadece kuryelere yüklemek haksızlık olur. Birçoğu asgari ücretin biraz üzerinde, ağır koşullarda ve sürekli zaman baskısı altında çalışıyor. “Geç kaldın” mesajlarının, düşük puanların ve prim kaybı korkusunun yarattığı stres, onları tehlikeli sürüşe itiyor. Yani bu sorunun kökünde bireysel dikkatsizlikten çok, sistematik bir baskı düzeni yatıyor.

Çözüm, cezaları artırmaktan çok, bu döngüyü kırmakta. Kurye firmaları teslimat sürelerini insan hayatına göre yeniden düzenlemeli. Denetimler artırılmalı, trafik eğitimi zorunlu hale getirilmeli. En önemlisi, toplum olarak biz de bir siparişin birkaç dakika geç gelmesini bir “felaket” olarak görmeyi bırakmalıyız.

Unutmayalım: hız bazen hayat kurtarır, ama şehir trafiğinde çoğu zaman hayat alır. Motorlu kuryelerin yolu, hem onların hem de bizim güvenliğimiz için biraz daha yavaş, biraz daha insanca olmalı.