Emek Hırsızlarının Yüzüne Tükürmek Bile Az!

Abone Ol

Gazetecilik zor iş, sancılı iş. Bu mesleği yıllardır yapan biri olarak biliyorum; ekmek hiç de kolay kazanılmıyor. Gece gündüz çalışacaksın, uykunu, aileni, sağlığını bir kenara bırakacaksın. Fedakârlık yapmadan, bu işi yürütmenin mümkünatı yok.

Ama bir de bu mesleğin sırtına yapışmış asalaklar var. Kendilerine “kurum” diyorlar ya, aslında kurum bile demek bunlara iltifat olur.

***

Kocaeli'de bu sözde kurumlar gencecik öğrencileri, yeni mezunları bünyelerine alıyorlar, umut veriyorlar… Sonra ne oluyor? Ne maaş, ne sigorta, ne yemek! Aylarca çalıştırıyorlar, üç-beş kuruş bile vermiyorlar. Çocuklar emek veriyor, zaman veriyor, hayaller kuruyor; karşılığı sıfır.

Ne yazık ki, kurumsal olduğunu iddia eden bu gazeteler, emeği sömürmekten başka bir şey yapmıyorlar.

Mesela, part time gazetecilik diye bir şey uydurmuşlar.

Biz yıllardır, özellikle fabrikalardaki esnek çalışmanın zararlarını yazarken, bu arkadaşlarımız meğerse kendileri esnek çalışmaya geçmişler.

Üniversite öğrencilerini aylık 5-6 bin lira komik rakamlara çalıştırıyorlar.

***

Ben bunları uydurmuyorum.

Bana gelip yaşadıklarını anlatan kaç genç var, biliyor musunuz? İki ay, üç ay, beş ay çalıştırıp kapının önüne koymuşlar. Üstüne alacaklarını da iç etmişler. Bu nasıl bir insanlıktır? Bu nasıl bir vicdansızlıktır? Gencecik masum çocukların alın terini yiyerek ayakta durmaya utanmıyor musunuz?

Koskoca insanlarsınız, koca koca laflar ediyorsunuz ama çocukların hakkını yiyerek geçiniyorsunuz.

Yemek paralarını bile vermiyorsunuz.

Köşelerinizde ahkam keser, ahlak dersi verirken, arka planda neler yaptığınızı biliyorum.

Emek hırsızları!

Sizin için başka kelime bulamıyorum. Bu ülkede en kutsal değer alın teridir, emeğin hakkıdır. Siz ise utanmadan, sıkılmadan bunu çalıyorsunuz.

**

Bir de utanmadan cuma günleri çalışanlarını el öptürenler var! Allah’tan mı korkmuyorsunuz, kuldan mı utanmıyorsunuz? Sanıyor musunuz ki biz bunları bilmiyoruz. Sizin ne yaptığınızın hepsini biliyorum!

Sizin de çocuğunuz var, evladınız var.

Onların da hayatında emek vermesi gerekecek. Bugün başkasının evladının hakkını yiyen, yarın kendi evladına helal lokma yediremez. Yazık size! Yazık sizin insanlığınıza!

Bir kez daha söylüyorum: İsim vermeye gerek yok, siz kendinizi çok iyi biliyorsunuz. Ve bu satırları okurken içinizden bir şey kıpırdıyorsa bilin ki bu laflar size!

Kocaeli’nin gençlerinin umutlarını sömürerek, bu mesleği bataklığa çekemezsiniz. Bu şehirde gazetecilik hâlâ onurlu insanların mesleğidir. Ve biz o onuru, sizin gibi asalaklara bırakmayacağız.