Gerçek 'Aydın'lık

Abone Ol

Aydın olmak için sadece okuma yazma bilmek, büyük okullar bitirip, duvarlara diplomalar asmak yetmez.
Bugün memlekette bunlara sahip olduğu halde ‘Aydın’ olma özelliğini taşımayan birçok ‘Muteber aydın vardır.
‘Aydın’ aydın olabilmek için belirli süreçlerden geçer.
Bu süreçte genelde horlanmış ve yalnızdır. Çünkü bilgi toplama, okuma, düşünme ve sorulara yanıt bulma eylemleri genelde yalnız ve özgür düşünme ile başarılabilir türdendir. Ve aydın yalnızlıkta mayalanarak insanlığa haykırır..
'Aydın’ kişi ülkesinde ve dünyada yaşananlara kayıtsız kalamaz.
'Aydın’ özellikle geri kalmış ülkelerde doğmalara ve yobazlığa karşı cesur ve kararlı olmalıdır. Ve zaten onun içindir ki, böyle toplumlarda aydın sayısı parmakla gösterilecek kadar azdır ve az bulunan değerli bir maden gibidir..
'Aydın’ toplumsal bir örnektir ve savunduğu her şeyi yaşamına aktarmalıdır..
'Aydın’ feodal düzenin, yönetici sınıfın, ya da sömürü düzeninin dayattığı ön yargılardan kendisini kurtarmalıdır.. O sağduyu sahibi olmalıdır.
'Aydın’ eylemcidir. Doğruları savunmak zorundadır. Ve bu yolda eylemin türü konuşmaktan yazmaya, resimden şiire, müzikten sinemaya kadar uzanan geniş bir yelpazedir.
Rahmetli Cemil Meriç’in dediği gibi, hiçbir toplumda ‘Vatan haininden Aydın olmaz" Demokratik bir toplumda ‘Aydın’ susmamalıdır. Çünkü onun sustuğu bir toplum adeta bitkisel bir hayata girer.
Ve elbette ki, olmazsa olmaz en temel erdemlerden birisi de ‘Aydının’ tüm dünyayla, doğa ve tabiatla ilgili olmasıdır.
O dil, din, ırk, renk ve cinsiyet gibi ayrımları aşmış ve 'İnsan' olma onuruna çoktan ulaşmıştır.