Güçlü Emek, Güçlü Yarınlar

Abone Ol

Düzelmez kardeşim…

Tarlalar emeğin değil.

Fabrikalar işçinin değil.

Ve siyasi iktidarlar…

Hiçbir dönem emeği ve emek mücadelesi verenleri merkeze koymadıkça, bu düzen değişmez.

Bugün Türkiye’de yaklaşık 32 milyon insan ücretli olarak çalışıyor.( TÜİK verisi sigortalı sigortasız istihdam)

Bu büyük kitle, yalnızca kendi hayatını değil; ülkenin kaderini de değiştirme gücüne sahip.

Emekli ve memurları dahil bile etmiyorum. Kaldı sayı çok fazla.

Ama bu kitle, kendi gücünün farkında değil.

Çünkü ideolojisi parçalanmış.

Çünkü yönlendirilmiş.

Çünkü korkutulmuş.

Çünkü siyasetin “oyalanma taktiklerine” hapsedilmiş.

Bugün resmî işsiz sayısı 3 milyona yakın.( TÜİK)

Ancak çalışma çağında olup ne çalışan ne de iş arayan insanların sayısı 12 milyona dayandı.(DİSK-AR)

Bu “gizli işsizlik” ordusu, sistemin en büyük açığı ve aynı zamanda en büyük potansiyelidir.

Oysa çalışkan, özgür ve hakkını alan mutlu bir işçi sınıfı, ülkesini doğal olarak kalkındırır.

Uçak da yapar, gemi de…

Teknoloji de geliştirir, tarımı da canlandırır.

Ama bu kitle yıllardır “bayrak, vatan, din, Atatürk, laiklik, türban” gibi konular etrafında kutuplaştırılıyor.

Bu kavramlar o kadar çok istismar ediliyor ki, arkasında emeğin sesi duyulmuyor.

Bu halk gerçek sorunlarından uzaklaştırılıyor.

Emek güçlü olursa, hukuk da olur.

Adalet de yerini bulur.

Kabadayılık değil, hoşgörü ve ortak refah bu ülkeyi yönetir.

Paylaşım adil olur, gelir eşitliği artar, ekonomi kendiliğinden düzelir.

Ancak bunun önünde büyük bir engel var:

Siyasi partilerin, medya gücünün ve sermaye sahiplerinin yönlendirdiği suni korkular, yapay kutuplar ve ideolojik bölünmeler.

Unutmayalım:

Emek mutlu ve alın terinin karşılığını alıyorsa , güçlü işçi sınıfından bu ülkeye zarar gelmez,

Bayrağına da Dinine de Atatürk’e de vatanına da sahip çıkar

Gerisi…

Kimin hangi koltukta oturduğudur.

Kimin daha yüksek sesle bağırdığıdır.

Kimin kime parmak salladığıdır.

Ama biz biliyoruz:

Bu ülkenin gerçek gücü; alnı terleyen, hakkını arayan, emeğiyle yaşayan insanlardadır.

Ve bir gün bu sınıf, gerçekten uyanırsa…

İşte o gün bu ülke de uyanacaktır.