Dünyanın ucunda bir gül açılmış
Efil efil esen yele merhaba
Karanlığın sonu bir ulu şafak
Sarp kayadan geçen yola merhaba
Yaşar Kemal
Özgün ve özgür düşünen bütün herkese; “MERHABA”,
Karanlığa rağmen aydınlık güzel günlere inanan herkese; “MERHABA”
Çetin kışların ardından çiçeklerin tekrar açacağını, baharın tekrar geleceğini bilenlere; “MERHABA”
Ve her şeyden öteye çocuklarımıza daha güzel bir ülke bırakmak için canla başla çalışan herkese; “MERHABA” demek istiyorum.
İlk yazımın ilk satırlarını yazarken öncelikle herkese bir merhaba demek istedim sevgili dostlar. Ruhumuzun daraldığı, umutlarımızın azaldığı şu günlerde içten bir merhabaya o kadar ihtiyacımız var ki.
Size öncelikle kendimi tanıtayım. Ben Evren Demirdaş, Usta yazar Yaşar Kemal yukarıdaki dizesinde diyor ya; “Sarp kayadan geçen yola merhaba” diye. Bu sarp kayadan geçen yolu ben hep gazetecilik olarak düşünmüşümdür. İşte bu yola ben 10 yıl önce girdim sevgili okuyucular.
2014 yılında üniversite döneminde başladığım gazetecilik yolculuğumun 10. yılında Özgün Kocaeli Gazetesinde bana yazma fırsatını veren Yüksel Demirdaş’a teşekkür ediyorum.
23 yıllık AK Parti iktidarı döneminde yazılı ve görsel medyanın fazla ancak gazetecilik anlamında sıkışan ve tek tip yayıncılık anlayışının hakim olduğu Kocaeli medyasında, Özgün Kocaeli Gazetesi yeni bir soluk ve nefes olmuştur. Ortaokul ve Lise yıllarımın geçtiği Kocaeli’nde 2014 yılında üniversiteyi kazanmam sonrasında Elazığ’a gittim. Fırat Üniversitesi Gazetecilik bölümü öğrencisiyken bu bölümde okuyup mezun olan arkadaşlarımın farklı sektörlere yönelmesi ve hocalarımın da teşvikiyle üniversite yıllarımda birçok haber sitesiyle iletişime geçerek haberlerimin yayınlanması için mücadele ettim. İlk haberlerim alternatif medyanın güvenilir haber sitelerinden biri olan Artı Gerçek’te yayınlanmasının ardından farklı haber sitelerinde de haberlerimin yayınlanmasını sağladım. Sonrasında Demokrat Haber, Yeniçağ Gazetesi, Aydınlık Gazetesi(İktidarın gemisine binmediği dönemde) haberlerim yayınlandı. Tabi bu süreçte tek bir kuruş dahi almadım doğal olarak.
2019 yılında ise Türkiye’nin en çok okunan gazetesi olan SÖZCÜ’nün Elazığ muhabiri olarak profesyonel gazetecilik hayatımın ilk adımını attım. Bu benim için ilk kırılma dönemiydi. Üniversite döneminde Türkiye’nin en çok okunan gazetesinde muhabir olarak başlamak benim için çok büyük bir şanstı. Burada birçok habere imza attım. Elazığ’da 24 Ocak 2020 yılındaki 6.8 büyüklüğündeki deprem ise mesleki hayatımda ilk kırılma dönemim oldu. Kış ayında çadırların gelmemesi, birçok depremzedenin sokakta yatmak zorunda kalması, ilçe köylerinde yaşanılan birçok olumsuzluğu gündeme getirmem sonrasında gerek ilin yöneticileri tarafından işimi yapmamın engellenme teşebbüsleri, çeşitli tehditler, çadır ve konteyner kentlere girmemin yasaklanması derken mesleki olgunlaşma ve zorluklara karşı nasıl mücadele edileceğini o süreçte öğrenmiş oldum.
Ancak mesleki anlamda başarı olarak gördüğüm ve ses getiren ilk haberime 2021 yılında imza attım. Malatya’nın AK Partili Mehmet Çınar yönetimindeki Yeşilyurt Belediyesi tarafından gri pasaportla yurtdışına insan kaçırma olayını ulusalda ilk yazan muhabir olmak benim için önemli bir olaydı. Özel haberciliğin, araştırmacı gazeteciliğin ne demek olduğunu o dönem iliklerime kadar hissetmiştim. Bu süreçte yaptığım haberler sonrasında mesleki yolculuğuma bölge muhabiri olarak devam ettim. 10 yıllık mesleki hayatıma birkaç dava ve soruşturmayla emin adımlarla devam ediyorum.
Halen Sözcü gazetesinde bölge muhabiri olarak mahrumiyet bölgesi haline getirilen Doğu ve Güneydoğu bölgesinde mağdurların sesi, hırsızların ve peşkeşçilerin ise pisliklerini halka duyurmak için çabalıyorum. Mafyatik yönetim anlayışının hüküm sürdüğü bir dönemde başını kuma gömen gazetecilere karşın tehditlere maruz kalan, cezaevlerine atılan, sokak ortasında dayak yiyen, silahlı saldırıya uğrayan, öldürülmek için ihaleye çıkarılan gazetecilerin tarafında yer aldığım için kendimi şanslı hissediyorum. Mesleki hayatımda yeni bir hikaye yazmanın vakti geldi umarım uzun soluklu bir hikaye olur.