Özgürlük, Direniş ve Bayram: Ne Ramazan Ayıydı Ama!

Abone Ol

Ramazan ayı, sadece manevi bir arınma dönemi değil, aynı zamanda toplumsal olayların en sert yaşandığı bir sürece dönüştü. Türkiye’nin siyasi atmosferi her zamanki gibi hareketliydi ama bu yılın Ramazan’ı, belki de son yılların en çalkantılı günlerine sahne oldu.

Gözaltılar, tutuklamalar, meydanlar ve direniş… Muhalefetin sesi yükseldikçe, baskılar da artmaya devam etti. Saraçhane Meydanı, yine tarihi günlerinden birini yaşadı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun etrafında kenetlenen binlerce insan, yalnızca bir isme değil, özgürlüğe ve demokrasiye sahip çıkmak için meydanlardaydı. CHP lideri Özgür Özel’in, iktidara karşı sert çıkışları, muhalefet bloğunun yeniden canlanmaya başladığının göstergesiydi.

Peki, tüm bu olanlar ne anlatıyor?

Aslında tablo çok net. Türkiye’de gençler, geleceksizliğe mahkûm edilmek istemiyor. Özgürlüklerine, haklarına ve demokrasiye sahip çıkmak için meydanlarda yerlerini alıyorlar. Muhalefet, belki de uzun süredir olmadığı kadar direnç gösteriyor. Ancak, iktidarın baskıları da bir o kadar sertleşiyor. Gözaltılar, tutuklamalar ve yıldırma politikaları, ülkenin demokratik ruhuna ağır darbeler vuruyor.

Ramazan ayı boyunca yaşananlar, yalnızca bir dönemin özeti değil, aynı zamanda geleceğe dair bir işaret fişeği. Bu süreç, toplumu daha da kutuplaştıracak mı, yoksa yeni bir demokrasi mücadelesinin fitilini mi ateşleyecek?

Bir bayram sabahına daha uyandık. Ama bu bayram, sadece sofralarda değil, meydanlarda da kutlanıyor. Özgürlük ve demokrasi mücadelesi, bayramın asıl ruhu haline geliyor. Ne Ramazan ayıydı ama!