Dışarıdan bakıldığında  CHP büyük bir mücadele veriyor gibi görünüyor. Belediye başkanları tutuklanıyor, kayyumlar atanıyor, partililer sokaklarda, genel başkan meydanlarda mitingler düzenliyor. Evet, dışarıya dönük bir direniş var. Ama soralım: Peki içeride ne var?
İçeriye baktığımızda karşımıza çıkan manzara hiç de parlak değil. Genel başkan gerçekten örgütlerin halini biliyor mu? Yoksa yalnızca kürsüden verilen görüntülere mi güveniyor? Çünkü Kocaeli örneğinde görülen tablo şu, örgüt paramparça olduğunu haykırıyor.
İl başkanlığı ile milletvekilleri arasında köprüler çoktan yıkılmış. Belediye başkanlarıyla milletvekilleri arasında diyalog yok. Hatta belediye başkanlarının kendi aralarında bile soğuk rüzgarlar esiyor. İlçe başkanlarıyla milletvekilleri arasında da soğuk savaşlar yaşanıyor. 
Yani “birlik ve beraberlik” söylemi meydanlarda slogan olarak atılırken, içeride herkes kendi köşesinde.
İronik olan şu: Sokakta adalet diye haykıran bir partinin, kendi içinde adaleti ve dengeyi kuramaması. İktidarın baskısına karşı direnç göstermesi gereken örgütler, kendi iç çekişmelerine saplanmış durumda. Peki bu hal, kime yarıyor? Elbette iktidara…
Bugün Kocaeli’de CHP örgütü, iktidarı zorlamak bir yana, kendi içinden çıkamadığı sorunlarla boğuşuyor. Kongrelerde yaşananları, birbirini yerin dibine sokanları görüyoruz, izliyoruz, okuyoruz.
En son, Başiskele İlçe Kongresinde yaşananlar, hala hafızamızda.
O zaman şu soruyu sormak gerekiyor;
Böyle bir yapıyla başarı beklemek hayal değil mi? Genel merkez bu tabloyu görmezden mi geliyor, yoksa görüp de sessiz mi kalıyor?
Cumartesi günü Başiskele'de yaşanan kavga, dün de Körfez kongresindeki gerilim aslında CHP'deki hesap kitapçılığın hala ne kadar yoğun olduğunu gösteriyor.
Genel Başkan Özgür Özel canını dişine takarken ve partiyi iktidar için hazırlarken, örgüt yöneticileri ise "İktidar olmak benim neyime. Küçük olsun benim olsun" mantığı içinde.
Sokakta verilen mücadele elbette değerli. Ama içeride bu dağınıklık sürdükçe, dışarıdaki çabanın anlamı da gölgelenir.
CHP örgütleri kendi içinde toparlanamadıkça, ne mitinglerin, ne de verilen bedellerin karşılığı olur.
Bunu görmezden gelenler, yarın sandıkta bunun faturasını çok ağır ödeyecekler.