Rapora göre, ülkedeki her 10 kişiden 2’si yoksul, 6’sı ise borçlu durumda. Ayrıca, 18 yaş altı çocukların yüzde 38,9’unun yoksul ya da sosyal dışlanma riski altında olduğu belirtildi.
“Ekonomi büyüyor ama halk fakirleşiyor”
Genel-İş Sendikası’nın raporunda, Türkiye ekonomisinin büyüme verilerine rağmen emekçilerin gelirlerinin azaldığına dikkat çekildi. Raporda şu ifadelere yer verildi:
“TÜİK verilerine göre Türkiye ekonomisi 2025 yılının ilk çeyreğinde yüzde 2,3, ikinci çeyreğinde yüzde 4,8 oranında büyüdü. Ancak her zamanki gibi ‘ekonomi büyüyor’ denirken, emekçilerin gelirleri azaldı; yoksulluk ve borçluluk arttı.”
17 milyon kişi temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor
Rapora göre Türkiye’de en az 17 milyon 821 yurttaş, en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak kadar yoksul.
Yoksulluk oranı yüzde 21,2’ye yükselirken, yoksulluk sınırının 90 bin 450 liraya, açlık sınırının ise 26 bin 149 liraya çıktığı kaydedildi.
Asgari ücretin 22 bin 104 lira olduğu hatırlatılan raporda, “Asgari ücret artık açlık sınırının bile altında kaldı” denildi.
“Çocuk yoksulluğu hızla artıyor”
Raporda, çocuk yoksulluğundaki tehlikeli artışa da dikkat çekildi.
2024 yılında 18 yaş altı çocukların yüzde 38,9’u yoksul ya da sosyal dışlanma riski altında.
Bu durumun çocukların sağlık, beslenme ve eğitim gibi temel haklardan mahrum kalmasına neden olduğu vurgulandı.
“Çocuk yoksulluğu, sadece bugünün değil, geleceğin de en büyük sosyal krizidir” ifadeleri kullanıldı.
“Çalışan yoksulluğu yaygınlaşıyor”
Raporda, milyonlarca yurttaşın çalışmasına rağmen geçinemediği, “çalışan yoksulluğu”nun kalıcı hale geldiği belirtildi.
Türkiye’de çalışanların yoksulluk oranının yüzde 10,7’ye ulaştığına dikkat çekilerek, “Düşük asgari ücret, ağır vergiler ve adaletsiz gelir dağılımı, çalışan yoksulluğunu her geçen gün artırmaktadır” denildi.
“Gelir eşitsizliği toplumsal krize dönüşüyor”
Raporun sonuç bölümünde şu tespitlere yer verildi:
“Türkiye’de yoksulluk sadece ekonomik değil; aynı zamanda sosyal, siyasi ve insani bir krizdir. Artan gelir uçurumu, toplumun yaşam koşullarını ağırlaştırmakta, adaletsizliği her alana yaymaktadır. Gelir adaleti sağlanmadan ekonomik büyüme sürdürülebilir değildir.”