Ve Enflasyon Muhasebesi Ertelenir

Abone Ol

Eskiden ATV’nin ATV olduğu dönemlerde “Bizim City” diye Ana Haber’in sonunda, Vahşi Batı’daki kurgusal bir kasabada geçen ve kahramanlarının gerçek Türk politikacıları olduğu bant karikatürlerden yapılan bir çizgi film tadında mizahi bir yayın vardı. Şimdi tam olarak o geldi aklıma: Mehmet Şimşek ata binmiş gidiyor, arkasından mali müşavirler “Gitme, gitme!” diye koşuyor. Sonra bir anda attan inerek Mehmet Şimşek, mali müşavirlere doğru koşuyor ve onlarla koşmaya başlıyor, hiçbir şey olmamış gibi. Konu tam olarak da bu; anlattık, anlattık ve sonunda kısmen de olsa vazgeçildi. Aslında hepsinden vazgeçtiler de kuyruğu dik tutuyorlar.

Enflasyon muhasebesi, Türkiye ekonomisinin son dönemde karşılaştığı en tartışmalı konulardan biri oldu. Özgün Kocaeli de kaleme aldığım önceki yazımda da belirttiğim gibi, küçük KOBİ'ler için bu uygulamanın hayata geçirilmesi neredeyse imkânsızdı. Bugün Hazine ve Maliye Bakanı’nın yaptığı açıklamalarla, 50.000.000 TL altındaki firmaların enflasyon muhasebesi uygulamayacağı duyuruldu. Bu karar, birçok küçük işletme için büyük bir rahatlama sağladı, ancak şu soru akla geliyor: En başından bizlere kulak verilseydi, bu kadar karışıklığa sebep olunmaz mıydı?

KOBİ'ler, ekonomimizin bel kemiğini oluşturuyor ve onların üzerindeki yükleri hafifletmek, sürdürülebilir büyüme için elzemdir. Ancak, enflasyon muhasebesi gibi karmaşık ve pahalı bir uygulamanın küçük ölçekli işletmelere dayatılması, onların iş yapma kapasitesini ciddi şekilde sınırlandırıyordu. Bu noktada, küçük KOBİ'lerin sesine kulak verilmemesi, süreçteki karmaşıklığı artırdı ve işletmelerin günlük faaliyetlerine büyük bir yük getirdi.

Şimdi, Bakan’ın yaptığı açıklamalar doğrultusunda, 50.000.000 TL altındaki firmaların bu yükten muaf tutulacağı belirtiliyor. Bu, küçük işletmeler için önemli bir adım olsa da, daha önce neden bu noktaya gelindiğini sorgulamak gerekiyor. İlk başta, KOBİ'lerin ihtiyaçları ve zorlukları dikkate alınmış olsaydı, bu kadar çok belirsizlik ve kafa karışıklığı yaşanmayacaktı.

Bu süreçte asıl önemli olan, KOBİ'lerin sesine kulak vermek, onların ihtiyaçlarını doğru bir şekilde anlamak ve buna göre adımlar atmaktı. Ne yazık ki, bu yapılmadığı için işletmeler zor durumda kaldı ve bir süre belirsizlik içinde yol almak zorunda kaldılar.

En başından küçük KOBİ'lerin sesine kulak verilseydi, bu kadar karışıklık ve belirsizlik yaşanmayacaktı. Bugün, yapılan yeni düzenlemeyle bu karmaşanın bir kısmı çözüme kavuşmuş olabilir, ancak bu süreçten ders çıkarmak ve gelecekte benzer hataların tekrarlanmaması için daha dikkatli adımlar atmak gerekiyor. KOBİ'lerin ihtiyaçlarını göz ardı etmek, ekonomimizin sürdürülebilirliği için büyük bir risk oluşturur. Bu yüzden, politika yapıcıların KOBİ'lerin yanında olması, onların sesini duyması ve onların ihtiyaçlarına uygun politikalar geliştirmesi, ekonomimizin geleceği için elzemdir.

Haftaya görüşmek üzere, kendi gününde kendi saatinde….