Türkiye tarihinin en yıkıcı doğal felaketi olan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi, hafızalardan silinmeyen acıları, yıkımı ve dersleriyle 26 yıl sonra dahi gündemdeki yerini koruyor. Gölcük merkezli deprem, yalnızca can kayıplarıyla değil, ekonomiye ve toplumsal yapıya etkisiyle de tarihin dönüm noktalarından biri oldu.

17 Ağustos Depremi Ne Zaman Oldu?

Deprem, 17 Ağustos 1999 sabahı saat 03.02’de meydana geldi. Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olarak kaydedildi. İzmit Körfezi çevresinde başlayan sarsıntı, Marmara Bölgesi’nin tamamında, Ankara’dan İzmir’e kadar geniş bir coğrafyada hissedildi.

Kandilli Rasathanesi depremin moment büyüklüğünü Mw=7,8, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (USGS) ise Mw=7,6 olarak ölçtü. Yüzey dalgası büyüklüğü Ms=7,7, cisim dalgası büyüklüğü Mb=6,3 ve kayıt süresi büyüklüğü 6,7 olarak raporlara geçti.

Gölcük Depremi Kaç Saniye Sürdü?

Sarsıntı yaklaşık 45 saniye boyunca devam etti. Ancak bu kısa süre, büyük şehirlerde on binlerce binayı yıkmaya ve yüz binlerce insanın hayatını kökünden değiştirmeye yetti. Özellikle zemin etütlerinin yapılmadığı bölgelerde, çok katlı ve dayanıksız binalar birkaç saniye içinde yerle bir oldu.

Resmî Kayıplar ve Hasar
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 2010 yılında hazırladığı Deprem Araştırma Raporu’na göre:

17.480 kişi yaşamını yitirdi.

43.953 kişi yaralandı.

Kış uyarısı: “Bu yıl kar yağışı unutulmaz olacak”
Kış uyarısı: “Bu yıl kar yağışı unutulmaz olacak”
İçeriği Görüntüle

245 bin konut ve işyeri ya tamamen yıkıldı ya da ağır hasar gördü.

Yaklaşık 16 bin kilometrelik kara yolu ağı zarar gördü, yaklaşık 300 köprü yıkıldı veya kullanılamaz hale geldi.

Tüpraş Rafinerisi’nde çıkan yangın günlerce sürdü ve Türkiye’nin enerji güvenliğini tehlikeye attı.

Toplumsal ve Ekonomik Etki

Deprem, yalnızca fiziksel yıkımla sınırlı kalmadı. Türkiye’nin sanayi üretiminin yaklaşık %35’ini barındıran Marmara Bölgesi felaketten ağır şekilde etkilendi. Fabrikaların kapanmasıyla üretim sekteye uğradı, işsizlik arttı ve ekonomiye büyük bir darbe vuruldu.

Psikolojik etkiler de en az fiziki kayıplar kadar ağır oldu. On binlerce kişi evsiz kalırken, depremzedeler uzun süre çadırlarda ve konteyner kentlerde yaşamak zorunda kaldı. O gece devletin geç müdahalesi, halkın hafızasında derin bir kırgınlık olarak yer etti.

Bilimsel ve Tarihsel Önemi

Deprem, Türkiye’de afet bilinci açısından bir milat oldu. 1999 öncesinde “deprem yönetmeliği” eksik ve yetersizdi. Bu felaket sonrası yeni deprem yönetmelikleri, AFAD’ın kurulması ve kentsel dönüşüm projeleri gündeme geldi. Ancak uzmanlar, aradan geçen yıllara rağmen gerekli önlemlerin hâlâ tam anlamıyla hayata geçirilmediğini vurguluyor.

17 Ağustos 1999 Depremi, yalnızca bir tarih değil; Türkiye’ye deprem gerçeğini hatırlatan acı bir uyarıdır. Saat 03.02’de başlayan ve 45 saniye süren o büyük yıkım, her yıl aynı tarihte yeniden hatırlatılmakta, “Ders çıkarıldı mı?” sorusu ise hâlâ cevapsız kalmaktadır.

Muhabir: Haber Merkezi