Kocaeli’nin, Türkiye'nin en önemli sanayi kentlerinden olduğu, hepimizin bildiği bir gerçek. Burada hemfikiriz. Kocaeli, sanayi ve ekonomi alanında sağladığı katkıların yanı sıra aynı zamanda zengin bir kültürel ve sosyal yaşama da sahip.
Bu gelişmişlik, yerel basının da iyi bir yapılanmaya sahip olmasını beraberinde getiriyor. Ancak yerel basın son yıllarda ciddi bir ekonomik kriz kıskacıyla karşı karşıya.
***
Bizim de önemli bir oyuncusu olduğumuz yerel basının içinde bulunduğu krizin birçok faktöründen bahsetmek mümkün.
Reklam gelirlerindeki düşüş, özellikle son 10 yılda giderek artan dijitalleşme sürecinin getirdiği zorluklar ve yeterli mali destekten yoksun olma, bu faktörlerin başlıcaları.
Kocaeli'nin güçlü sanayi ve ticaret yapısına rağmen, yerel medya kuruluşlarına yeterli destek sağlanamadığı için, gazeteler ve televizyon kanalları ekonomik olarak ayakta kalmakta zorlanıyor.
***
Bir de geçtiğimiz yıl yürürlüğe giden ve kamuoyunda “İnternet yasası” olarak bilinen yönetmeliğin getirdiği sorunlara değinmeden geçemeyeceğim.
Yönetmelik gereği, internet haber siteleri, resmi reklam almak için en az 2 personel çalıştırmalı. Resmi ilan için ise 8 personel zorunluluğu bulunuyor. Üstelik günlük yüksek tık sayısına ulaşmanız, ardından da 2 yıl beklemeniz isteniyor.
Bugün Özgün Kocaeli Gazetesi, resmi ilan almamasına rağmen bünyesinde 8 personel bulundurarak, sektörde önemli bir istihdam yaratıyor. Ekonomik zorluklar yaşıyor muyuz? Evet yaşıyoruz. Ancak mesleğe olan aşkımız ve saygımız, bu zorlukların önüne geçiyor. Geçmeye de devam edecek.
Oysa biliyoruz ki, birçok internet haber sitesi, yasanın amaçladıklarından yararlanamıyor. Bu da üzerimizde büyük bir kambur olarak duruyor.
***
Yerel basın, içinde bulunduğu toplumun aynası işlevini görür. Toplumsal olayları, halkın sorunlarını, beklentilerini ve başarılarını objektif bir şekilde yansıtmakla görevlidir.
Ancak ilimizdeki basının karşılaştığı ekonomik sıkıntılar, hayati önem taşıyan bu işlevin yerine getirilmesini engelliyor.
Yeterli mali destek olmadan, yerel gazeteler ve televizyonlar, kaliteli gazetecilik yapma, topluma hizmet etme ve yerel demokrasiyi güçlendirme görevlerini layıkıyla yerine getiremiyor.
Son dönemde ne yazık ki bunun örneklerini net bir şekilde görebiliyor.
***
Bu cendereden çıkmak da pekala mümkün.
Öncelikle belediyeler ve sanayi kuruluşlarına büyük iş düşüyor. Bu kurum ve kuruluşlar, mali destek sağlayarak ve reklam harcamalarını medya üzerinden yaparak gazetelerin ve televizyon kanallarının ekonomik olarak güçlenmesine katkıda bulunmalı.
İkinci kurtuluş reçetesi de bizim elimizde.
Yerel basın kuruluşlarının dijitalleşme sürecine adapte olmaları, dijital platformlarda daha görünür olmaları ve bu yolla yeni gelir modelleri geliştirebilmeleri desteklenmelidir.
Üçüncü olarak da… Basın meslek örgütleri harekete geçmelidir.
Gazetecilik mesleğinin kalitesini artırmak ve yerel basın çalışanlarının dijital medya becerilerini geliştirmek için eğitim programları ve atölye çalışmaları düzenlenmelidir.
Yerel basının öneminin ve karşılaştığı sıkıntıların kamuoyu tarafından daha iyi anlaşılması için bilgilendirme kampanyaları yapılmalıdır.
Dördüncü olarak… Yukarıda “Kambur” diye ifade ettiğim internet siteleri ile ilgili yönetmelik, mantık çerçevesinde yeniden ele alınmalıdır.
Ve son olarak…
Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde eğitim gören pırıl pırıl gençleri, yerel basın ile buluşabilmeleri sağlanmalıdır.
***
İstanbul’dan sonra Türkiye’nin ekonomik anlamda en büyük kenti olan Kocaeli’nin yerel basını, Kocaeli’nin sosyal, kültürel ve ekonomik yaşamdaki önemli rolü nedeniyle desteklenmeyi hak ediyor.
Yerel basına yönelik atılacak somut adımlar, sadece medya sektörünü değil, aynı zamanda Kocaeli'nin genel gelişimini de kuşkusuz olumlu yönde etkileyecektir.
Yerel basın, bir toplumun gözü, kulağı ve sesi olduğu için, ona sahip çıkmak hepimizin sadece sorumluluğunda olmamalı, görev kabul edilmelidir.
Çünkü bu kent, güçlü yerel basını sonuna kadar hak ediyor.