Gündem epey yoğun.
31 Mart Yerel Seçimlerine yaklaşıyoruz.
Partilerin adayları yavaş yavaş açıklanıyor.
Kent ve ülke gündemine dair yorumlarımı önümüzdeki günlerde sıkça yapmaya devam edeceğim.
Yoğun gündeme elbet döneceğiz ama önce bir girizgah yapalım.
Malumunuz hayat oldukça hızlı ilerliyor.
Ve ilerlerken bizlere bazen iyi, bazen de kötü sürprizler sunuyor.
Ekmek yemeyi bırakmak gibi, tatlı yemeyi bırakmak gibi, sigara içmeyi bırakmak gibi...
Evet, bunların hepsini bıraktım.
Hayatımda olumsuz olan, kötü olan ne varsa bıraktım.
Hepsi hayatın bana sunduğu ve tüm bunları bırakmam için motive ettiği güzel sürprizlerdi.
Bırakmam gerekenler listesinde birkaç bir şey kaldı.
Onları da sırasıyla yerine getireceğim zaten.
Ama mevzu bahis mesleğim olunca işte orada akan sular durur.
Son yıllarda hayat; mesleğimi yaparken bütün entrikalarını çevirse de, hayatın entrikaları sonucu çalıştığım kurumların ismi değişse de, mesleğime olan aşkım, tarzım ve duruşum asla değişmedi, değişmeyecek de...
Ne yapayım; doğru söyleyen dokuz köyden kovulurmuş.
Haksızlıklar karşısında susmamak gibi, doğru bildiğimi yazmak gibi bir huyum var.
O yüzden sevenim kadar sevmeyenim de çoktur benim.
Can Yücel'in Hakim Bey ile arasında geçen meşhur bir diyalog vardır.
İşte bu diyaloğun en sıkı tekrarlayıcısıyım...
Demeyelim de ölelim mi?
Anlayacağınız tabiri caizse ben de kovula kovula 10'uncu köyü buldum en sonunda.
"Tarafsız ve Özgün Gazete" sloganıyla haberciliğe yeni bir soluk getiren Özgün Kocaeli ailesine katıldım.
Artık bu köyün verimli topraklarını ekip biçeceğim.
Evet, değerli okuyucularım; bundan sonra 26 yıldır dinmeyen meslek aşkımı, meslek heyecanımı Özgün Kocaeli vasıtasıyla yazılarıma yansıtarak sizlere ulaştırmaya devam edeceğim.
Sağlıklı ve huzurlu günler dileği ile...