Neden bu şekilde yazdığımı merak edenler olabilir. Şöyle açayım:
Son zamanlarda Kocaeli’nin en çok konuşulan konusu çöp ve atık sorunu.
Ve bu sorunun çözülmesinde en yetkili kişi ve karar merci, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın olarak görünüyor. Genel kabul de bu yönde.
Böyle bir zamanda Sayın Belediye Başkanı ile bir empati yaptığımda, gerçekten O'nun yerinde olmak istemezdim.
Tahir Bey bir karar vermek zorunda. Bana kalırsa büyük bir cesaret göstererek kararını da vermiş.
Tahir Bey, ilk belediye başkan adaylığı propagandaları sırasında Alikahyalılara bir söz verdi ve bu sözünün altında ezilmek istemiyor.
Malumunuz olduğu üzere Sayın Tahir Büyükakın’ın birden fazla kimliği var, Akademisyen kimliği var. Eski vali kimliği var, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliğinden dolayı bürokrat kimliği var. Belediye başkanı olarak amir kimliği var, Adalet ve Kalkınma Partisi’nde siyasi kimliği var. Fakat bütün bunların dışında Sayın Tahir Büyükakın’ın Kocaeli halkının zihninde başka bir kimliği daha var.
Tahir Bey, AK Parti sempatizanlarının dışında karşı görüşten insanlara da hitap edebilen, onlar ikna edebilen, güven toplayabilmiş, sempatik bir kimlik aslında.
Tahir Bey bütün bunların farkında ve dolayısıyla bana, karar süreçlerinde oldukça zorlanıyor gibi geliyor.
Hal böyleyken şimdi siz, İzmit’in Alikahya semtinde stad ve spor kompleksi yatırımının da hayata geçirildiği, yeni bağlantı yollarının yapıldığı ve bölgeyi spor turizmine ve tanıtımına da açan projeler sonrasında, bu bölgedeki evsel atık depolama tesisini artık durduracağınızı ve oraya evsel atık göndermeyeceğinizi, sonrasında ise toplanan evsel atıkları Kandıra’daki yeni bir araziye taşıyacağınızı ve orada bu atıkları vahşi depolama yapmadan geri dönüşümünü yapacağınızı söyleyin.
Alikahya açısından stadın ve bağlantı yollarının yapılmış olması çok büyük bir şans. Çünkü kendileri dışında da bir kamuoyu baskısına ve desteğine sahip oluyorlar.
Bütün bunlarla beraber, hafızalarda mevcut İzaydaş'ın kamuoyunda yaratmış olduğu kötü imaj varken, varın Kandıralıları ikna etmeye çalışın.
Kandıralılar zannediyorlar ki buralar çöp deposu olacak. Ve öyle olduğunu zannetsinler diye uğraşanlar da var, yok değil.
Hem muhalefetten hem sivil toplum örgütlerinden hem de Tahir Bey’in kendi siyasi hareketi içerisinden bu konuyu kaşıyanların olduğu bir gerçek.
Gerçekten doğa dostu olduklarından mı yapıyorlar, emin değilim. Hadi muhalifler muhalif olduğu için yapıyor diyelim, ama Tahir Bey’in kendi siyasi hareketi içerisinden olanların, neden bunu yaptığını anlamak biraz zor. Ben tabii ki bunu yargılayacak kişi değilim. Doğa dostu oldukları için de yapıyor olabilirler(doğaya ne kadar zarar verileceği ayrı bir tartışma konusu). Tahir Bey’i zora sokmak için de yapıyor olabilirler. Bir iç çekişme de olabilir. Bilemem…
Tahir Bey’in bu anlamda işi gerçekten zor.
Hem yönetici olarak hem siyaseten çok zor.
Fakat benim kişisel fikrim şu; Tramvay İnşaatı için ya da yol inşa etmek için, köprü inşa etmek için kesilen ağaçlarla bir atık dönüşüm tesisi yapmak için kesilen ağaçlar arasında benim gözümde bir fark yok.
Ama doğaya saygı bakımından bakıldığında; bir atık tesisinin, atık dönüşüm tesisinin yapılması için mi ağaç kestiğinizde doğaya daha saygılı olursunuz.
Yoksa yol inşaatı için mi ağaç kesildiğinde doğaya daha saygılı olursunuz.
Böyle bakınca atık tesisi için kesilen ağaçlar doğaya daha saygılıdır.
Çünkü burada bir geri dönüşümden, doğanın daha fazla kirlenmesinin önlenmesinden bahsediyoruz.
Kaldı ki ben Tahir Bey’in mevcut İzaydaş‘ın çevresini ağaçlandıracağına inanıyorum.
Burada kamulaştırılan ve satın alınan araziler var. Arazinin büyük bir bölümünün mülkiyeti şu an belediyenin iştirakı olan İzaydaş‘ın üzerinde. Uzaktan bakıldığında çöp dağı gibi görünen tepenin etrafı ağaçlandırılabilir, tamamen yeşilin içerisinde bir dönüşüm tesisi olarak kalabilir.
Ancak burada sağlık koruma bandında kalan ve henüz kamulaştırılmamış ya da bedeli ödenmemiş araziler de var.
Hakim bir noktada olması sebebiyle bu araziler aslında kıymetli araziler.
Gerçek bir değer tespiti ile arazilerin bedelleri ödenebilir veya ağaçlandırma sonrası satın alma dışında kalan araziler hak sahiplerine teslim de edilebilir.
Yeni bir eskalasyon yapılarak kamulaştırılan arazilerin gerçek bedelleri hak sahiplerine ödenebilir ve ağaçlandırılabilir.
Veya kamulaştırılmamış alanlar bakanlığın desteğiyle ağaçlandırılan alanın dışında bırakılarak kamulaştırma şehri kaldırılabilir.
Bu durum bölge halkının da hak sahiplerinin de uzun süren beklentilerine bir nebze cevap vermiş olur.
Yeşil bir tepenin, oradaki huzursuzluğu, görsel kirliliği büyük ölçüde çözeceğini düşünüyorum.
Anlatılanlara ve raporlara bakılırsa Kandıra’ya yapılacak olan yeni yatırım, mevcut tesisin yanında hiçbir şey değil gibi de görünüyor. Bir önceki yazımda da yazdığım gibi tesisin büyük bir bölümü zaten mevcut yerinde kalıyor. Tehlikeli kodların hiçbiri Kandıra bölgesine gitmeyecek.
Sonuç olarak olaya daha geniş bir pencereden bakılınca, Tahir Bey’i zora sokmak isteyenlerin muhalafet dışından olduğu aşikar gibi.
Ben Tahir Bey'i tanıyorsam eğer, bu yazdıklarımın hepsini yapacaktır ve kimseye kulak asmayacaktır. Çünkü uzun vadede bunlar şehrin ihtiyacı ve genel beklentiler.
Ve inanıyorum ki Tahir Bey bütün bu olanların farkında.
Tahir Büyükakın olmak son zamanlarda çok zor
Yüksel Demirdaş
Yorumlar
Trend Haberler
Sülün Osman İzmit’te Dirildi, Muhtar Mı? Müteahhit Mi? Belli Değil
İzmit Otogarda Yaşanan Skandal Türkiye Gündeminde
Baldızla Yasak Aşk İnfazla Son Buldu
İzmit'te Kendini Tramvayın Altına Attı!
Küfür Gibi Zam Teklifine Karşı Kadın Erkek Omuz Omuza
Cumhuriyet Coşkusu Başiskele Doğa Koleji’nde Zirve Yaptı!