Türkiye’de maalesef bir acının üstü diğer acıyla örtülüyor, bir sorunun yerini başka bir trajedi alıyor.

Daha dün, sokakta görev başında gencecik bir polis öldürüldü. O acı tazeyken Diyarbakır’da sekiz yaşındaki Narin’in korkunç ölüm haberi geldi. Ardından bir başka acı…

Sonra kadın cinayetleri devam etti, ardından hayvan katliamları…

“Bu son olsun artık” diyoruz, ama yeni bir acı kapımızda. Genç kızların boğazları kesiliyor, hastanelerde bebekler öldürülüyor.

Her gün daha kötüsünü yaşarken, ülkenin gerçek sorunları konuşulmuyor…

****

Bugün yaşanan bunca acıya rağmen, ne ekonomi gündeme geliyor, ne işsizlik, ne yoksulluk ne de halkın yüreğini dağlayan adalet arayışı.

Çünkü siyaset, halkın sorunlarının üzerini kapatmak için yeni bir oyun sahneye koyuyor.

İktidar ve muhalefet, kendi çıkarları uğruna halka hizmet etmesi gereken meclisi, halkın gerçek sorunlarından uzak bir arenaya çeviriyor.

Öyle ki, ülkenin dört bir yanında feryat eden insanlar, geçim derdiyle kıvranan işçiler, yarına umutla bakamayan gençler adeta unutulmuş durumda.

Daha adını yeni duyduğumuz bir olay, hemen başka bir trajediyle unutulmaya bırakılıyor.

Yaşanan her acı, bir diğerinin üstünü örtmek için adeta bir kalkan haline geliyor.

Bu ortamda halkın gerçek sorunları mı konuşulacak? İşsizlik, asgari ücret, emekli maaşları, eğitimdeki çöküş ve sağlıkta yaşanan krizler bu hengamede mi tartışılacak? Elbette hayır!

Çünkü bu sorunlar, halkın gözlerini siyasetin gerçek yüzüne çevirmesinden korkanlar tarafından sürekli örtbas ediliyor…

*******

Siyaset, halkın yarasına merhem olmuyor; aksine, o yaraları kendi çıkarı için kullanıyor.

Türkiye’de siyasetin halkın ihtiyaçlarına sırtını döndüğü bu ortamda, her gün yeni bir kirli gündem ortaya atılıyor.

Bir gün terör örgütü liderinin adı meclise taşınıyor, ertesi gün kayyum atamalarıyla halkın iradesine müdahale ediliyor.

Her yeni gündem, bir diğerinin üstünü örtmek için kullanılıyor. Halkın gözleri kapalı tutulurken, asıl meseleler görmezden geliniyor. İşte bu durum, siyasetin en kirli yüzünü açığa çıkarıyor.

*******

Halk geçim derdindeyken, işsizlik her geçen gün artarken, asgari ücret açlık sınırının bile altına düşmüşken, siyaset kendi çıkar oyunlarıyla meşgul.

Halk, günbegün yoklukla, acıyla baş başa bırakılmış durumda.

Bugün Türkiye’de ne asgari ücret yeterli, ne emekli maaşları insanca bir yaşam sunuyor, ne de sağlık sistemi halkı koruyabiliyor.

Ama bu konular gündeme gelecek olsa bile, anında bir başka kriz ortaya çıkarılıyor.

Siyaset, halkı oyalamak, asıl meseleleri gözden kaçırmak için her gün yeni bir oyun sahneliyor.

Bu ülkede kimse, ne kendini güvende hissediyor ne de geleceğe dair bir umut besleyebiliyor.

Bu güvensiz ve çözümsüz ortamda, birilerinin çıkıp “Artık bu sorunları çözelim” demesi gerekirken, siyasetin her iki yüzü de gerçek sorunları göz ardı ediyor.

Siyasetin kirli yüzü, gerçekleri gizlemek üzerine kurulu olabilir. Ancak halkın gerçek sorunları örtbas edildikçe, güvensizlik daha da artacak, umutsuzluk büyüyecek..

Bu kirli siyaset oyunları sona erdiğinde, karşımızda duracak olan, halkın yıllardır çözüm bekleyen sorunları olacak….

“Bir toplumda acılar arka arkaya dizilip, gerçekler kirli oyunlarla örtbas ediliyorsa, orada halk değil, yalnızca sahte gündemler büyür”