Anlatacak, yazacak çok şey var…       

17 Ağustos 1999 Gölcük Depremini en ağır şekilde yaşadık.

O günü unutmak mümkün değil.

Böyle bir şey olacağı aklımızın ucundan bile geçmiyordu.

Oysa bu kentin tarihinde birçok depremler vardı...

Cep telefonunun, internetin yaygın olmadığı dönemlerdi.

Ortalık korku filmi sahnesi gibiydi.

Enkazdan yakının cesedini bulup çıkartabilen vallahi çok şanslıydı.

O derece yani…

Hava sıcaktı ve enkazlardan kokular yükseliyordu.

Ceset kokusu…

Bu koku halen burnumun direğini sızlatır…

***

Hani bir tabir vardır ya eşekten düşenin halini eşekten düşen anlar diye…

Keşke eşekten düşseydik, en azından biraz canımız yanar ve geçerdi.

Ama biz çok katlı ve düzensiz binaların, kontrolsüz yapıların, rantın kurbanı olduk.

Kahramanmaraş gibi, Adıyaman gibi, Gaziantep gibi, Hatay gibi, Adana gibi, Malatya, Kilis, Diyarbakır, Osmaniye, Elazığ, Şanlıurfa gibi.

O yüzden onları en iyi biz anladık.

İlk günden itibaren seferber olduk.

Kocaeli olarak yaralarını sarmaya devam ediyoruz…

***

Deprem gerçeği ile bizim ülke olarak çoktan yüzleşmemiz lazımdı.

Ama maalesef...

Yani gereken teknik önlemleri almıyoruz ve bir deprem olup o kent yıkıldığında büyük bir çaresizlik yaşıyoruz.

Kısacası tepeden tırnağa depremlere hazırlıklı olmalıyız.

Biz Gölcük depremini yaşayan vatandaşlar olarak 25 sene önce kendi adımıza bir şey yaptık.

Ne yaptık biliyor musunuz; 17 Ağustos 1999 depreminin hemen akabinde cenazelerimizi gömüp, enkaz altından yakınlarımızı kurtardıktan 3 ay sonra birkaç kişi bir araya gelerek arama kurtarma timi kurduk.

***

Depremi nasıl yaşadığımızı, depremin ardından nasıl bir süreç geçirdiğimizi uzun uzun anlatmayacağım.

Ancak şu da bir gerçek ki Gölcük depremini yaşayanlar olarak birçoğumuz tesadüfen hayattayız.

Enkazlar içinde adeta labirentin arasında kaldığımız o günlerde, herkes ölülerini çıkarma derdindeydi.

Karayolunun trafiği kaldırmadığı günlerdi…

Yurt içi ve yurt dışından yüzlerce arama kurtarma timi geldi enkaz çalışmaları için.

Ama hangi birine yetişeceklerdi.

Yetişemediler de…

***

O yıllarda herkes bize güldü.

“İşiniz mi yok sizin, bu kadar çok insan öldükten sonra kimi arayıp kurtaracaksınız, tim kurup da ne yapacaksınız” gibisinden şeyler söylediler.

Depremden sonra Gölcük’ün, Değirmendere’nin ve diğer beldelerinin yeniden ayağa kalkması için omuz omuza mücadele ettiğim Necmi Kocaman ve kendisine inanan bir avuç insan hiç yılmadı.

Birlikte kentimiz için Ankara’nın yollarını çok aşındırdık.

Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, dönemin koalisyon hükümeti temsilcilerinin ve bakanların kapısını çok çaldık.

Bir taraftan da kurtarma timi olmanın gerekliliklerini yerine getiriyorduk.

Daha timimiz kurulur kurulmaz birçok olaya müdahale etmeye başlamıştı bile.

Aradan birkaç yıl geçince timimiz hepten şekillenmiş, artık kurumsal bir yapıya kavuşmuştu…

Bugüne kadar 547 kişinin profesyonel eğitim aldığı GESOTİM, 23 yılda; İran, Gürcistan ve Türkiye’de meydana gelmiş olan 70’den fazla olaya müdahale ederken halk geneline verdikleri eğitimlerle dikkat çekiyor.

***

17 Kasım 2022 tarihinde Gölcük Esnaf Odası Başkanı ve aynı zamanda Gölcük Arama Kurtarma Derneği GESOTİM’in kurucu başkanı Necmi Kocaman’ı ziyaret etmiş, eğitim çalışmalarına katılarak röportaj yapmıştım.

“Olası bir afete ülke olarak hazır mıyız?” sorusunu yönelttiğimde şu cevabı almıştım:

“Kişisel blokta yani o kadar çok teknolojiyle birlikte araç, edevat, lojistik malzeme fazla ki… Bence bu alanın kapsamı sadece bir AFAD'ın, bir itfaiyenin oluşumuyla bu işler ilerlemiyor. Öyle gün geliyor ki büyük afetlerde, bizim gibi yaşadığımız gibi bir afette yeterli kalmıyor.

Polisimiz, emniyet teşkilatımız, sağlık birimlerimizde belli pozisyondaki UMKE ekibi arkadaşlarımız, belli kurumlar, belli belediyeler ciddi şekilde bu işe eğiliyorlar. Yani en azından şöyle örnek vereyim; Türk Silahlı Kuvvetleri hiç savaş yapmaz. Yeni bir subay veya astsubay girer. 25 yıl belki de hiç savaş yapmadan emekli olur giderler.

Ama bir gün gelir düşman sana bir mermi atmış olduğu sırada savaş başlar, hazırlık 25 yıl içerisinde devam eder.

Bizler ve teknik kadromuz her gün eğitim yapıp, her gün yenileme yapıp teknolojiye uyarak hazırlıklı olmalıyız…”

***

Tarihler 6 Şubat 2023

Yani röportajdan 3 ay sonra…

“Depreme hazırlıklı mıyız” sorusunun henüz yeni sormuşken…

Kahramanmaraş ili Pazarcık merkezli olan 7.7 ve Elbistan Merkezli 7.6 büyüklüğündeki deprem felaketinde Hatay, Gaziantep, Adıyaman, Kilis, Malatya, Şanlıurfa, Osmaniye, Kilis ve Diyarbakır’da çok sayıda can kaybı ve yıkıma yol açtı.

17 Ağustos 1999 Gölcük Depreminin akabinde 3 ay sonra kurulan Gölcük Arama Kurtarma Derneği GESOTİM, 6 Şubat akşamı Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 11 ilde yıkıma neden olan deprem felaketinin ilk dakikalarında bölgeye giderek bir hafta görev yaptığı Adıyaman'da 18 kişinin enkazdan çıkarılmasına katkı sağlamış, birçok kişinin umudu olmuştu.

***

Ve tarihler 06 Şubat 2024

Yani depremden bir sene sonra GESOTİM ekibi olarak Adıyaman’daydık.

İnanın Adıyaman bizi bağrına bastı.

Necmi Kocaman ve kahraman GESOTİM ekibiyle öyle bir gurur duydum ki bunu kelimelerle ifade edemem.

Bir zamanlar herkes bizimle dalga geçerken bizim ekibimiz büyüdü, filizlendi ve artık köklendi.

Koca bir çınar oldu.

Türkiye’nin ve dünyanın neresinde bir ihtiyaç varsa bizim ekibimiz orada.

5 Şubat sabahı Kahramanmaraş ve Adıyaman’daydık.

Diğer deprem yaşayan illerden de geçtik.

Mesela Gaziantep…

Hepsi perişandı.

Daha her yer enkaz ve çadırlarda yaşayanlar bile vardı.

Birçok bina yıkılmayı bekliyor ve yıkılanların daha enkazları duruyordu.

Ben ve arkadaşlarım zaten daha önce yaşadığımız bir görüntünün içerisinde adeta dejavu olmuştuk.

Bizi gören hiç tanımadığımız insanlar bile koşup sarıldılar, ağladılar…

Gözyaşlarımızı tuttuk; gözyaşlarını sildik, moral olduk.

Çünkü onları en iyi biz anlarız.

***

GESOTİM’in enkaz altından kurtardığı ailelere konuk olduk.

Bizi o kadar içten ve sıcak ağırladılar ki…

Sadece onlar da değil.

Bütün kent bizi bağrına bastı.

Birçok insanla sohbet ettim, neler yaşadıklarını sordum.

Bir sürü yeni dostlar kazandım.

Ve Adıyaman’ın gençlerinden bahsetmek istiyorum.

Bir okula gittik.

12-15 yaşlarında birçok çocuk yanımıza geldi.

Bize bir sürü soru yöneltti. Hepsi o kadar zeki ve pırıl pırıl çocuklar ki…

Soran, sorgulayan bir gençlikle karşılaştım Adıyaman’da.

Sohbet ettiğim aileler oldukça açık görüşlü.

Hepsi çocuklarını okutmak taraftarı.

Bir ara bizim timin arama kurtarma çalışması yaptığı enkazın başına gittik.

Hepimiz o kadar derin duygulara daldık ki burada…

O pırıl pırıl çocuklara Necmi Kocaman ve ekibi deprem tatbikatı yaptırdı, onlara deprem eğitimi verildi.

Okul öğretmenlerine depremle alakalı çocuklara nasıl bilgilendirme yapılması gerektiği anlatıldı.

***

Depremde Adıyaman’a ulaşan ilk ekip olan GESOTİM ekibi, 5 Şubat’ı 6 Şubat’a bağlayan gece Adıyaman’ın merkezinde “Acınız Acımızdır” diyerek stant açtı.

Sabaha kadar Adıyaman halkı bizim standa akın etti, teşekkürlerini iletti, sıcak çayımızı içti, yanlarında olduğumuzu hissetti…

Gölcük’ün, Kocaeli’nin selamlarını ilettik Adıyamanlılara.

Adıyamanlıların da dediği gibi kan bağımız yok ama can bağımız var artık.

Adıyaman ve tüm depremi yaşayan illerdeki insanlara tekrar başsağlığı ve sabırlar diliyorum.

Dilerim böyle acıları bir daha yaşamayız.

***

Ve teşekkür etmek istediğim insanlar var.

Başta çok zor şartlarda olay yerine 3 araç, 15 personelimizle intikal ederek bir hafta boyunca bölgede hiç aralık vermeksizin çalışarak 18 kişiyi canlı olarak kurtaran, 54 kişinin cansız bedenini enkazdan çıkaran GESOTİM ekibinin kendini insanlığa adayan lideri ve benim değerli ağabeyim Necmi Kocaman başta olmak üzere tüm tim ekibine,  Özgün Kocaeli Gazetesi olarak deprem bölgesine gidip haber yapmama büyük bir hassasiyetle yaklaşan, beni yüreklendiren ve destek veren gazetemizin imtiyaz sahibi Yüksel Demirdaş’a, bizlerle yakından ilgilenen Adıyaman Valisi Osman Varol’a, Adıyaman Belediye Başkanı Süleyman Kılınç’a, bizlerin ulaşımını sağlayan ve bizleri sağ salim deprem bölgesine getirip götüren,  Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin güler yüzlü kaptan şoförleri Gazanfer Özaydın ve Nihat Yelken’e çok teşekkür ediyorum.

Ve bir özel teşekkür de genç GESOTİM’in gençleri ile onların ailelerine etmek istiyorum.

Deprem bölgesinde bizimle beraber timin altyapısından yetişen 18 yaş altı birkaç genç kızımız vardı. En küçüğü 14 yaşındaydı. Her birini gözlerinden öpüyor, ailelerine de duyarlılıklarından ötürü teşekkür ediyorum.

BİLİYORUM Kİ HER BİRİ DEPREM VE FELAKETLER KONUSUNDA OLDUKÇA BİLİNÇLİ BİRER YETİŞKİN OLACAKLAR VE İNSANLIĞA HİZMET EDECEKLER.

Türkiye’nin sayılı timleri arasında yer bulan GESOTİM ekibi ve yıllarca bu timi evladı gibi büyüten, yüzlerce gönüllüyü bünyesine katan Necmi Kocaman bence ‘Kocaman’ bir alkışı hak ediyor.