Oruç, dünyanın en eski geleneklerinden biri olarak bilinir ve kültürel ya da dini nedenlerle çeşitli topluluklar arasında uygulanmıştır. Bunların yanı sıra, geçmişte hastalıklar için iyileştirici bir yöntem olarak da kullanılmıştır. Modern tıbbın babası olarak kabul edilen Hipokrat: ‘’Hasta olduğunuzda yemek yemek, hastalığınızı beslemektir’’ demiştir. Eski bir Yunan yazar olan Plutarch’ın “İlaç kullanmak yerine bugün oruç tutmak daha iyidir’’ sözü de kitaplarda yer almaktadır.

Aralıklı oruç ise , gün içinde belirli bir süre besin tüketmemek anlamına gelir. Bunu yapmanın birçok yolu vardır, ancak en popüler uygulama 16/8 şeklindedir. Bu şekilde, öğünlerinizi sekiz saatlik bir süre boyunca (örneğin, sabah 11'den akşam 19’a kadar) yaparsınız ve ardından devam eden 16 saat boyunca hiç yemek yemezsiniz. (Akşam 19’dan ertesi gün sabah 11’e kadar gibi)

Aralıklı oruç süresinin yaklaşık yarısında uyuduğunuz için 16/8 programını takip etmek genellikle kolaydır. Sadece akşam yemeğinden sonra yemek yemiyorsunuz- gece atıştırması yok - kahvaltıyı atlıyor ya da erteliyorsunuz. Bu beslenme şekli özellikle gece geç saatlerde atıştırıyorsanız, doğal olarak günlük tükettiğiniz kalori miktarında azalmaya neden olacaktır.

Kalori kısıtlanan yöntemlerle karşılaştırıldığında; kısıtlama diyetleri ne yememeniz ve ne kadar yemeniz gerektiğini vurgularken, aralıklı oruç ne zaman yiyebileceğinize odaklanır.

Aralıklı orucun obezite açısından faydalı etkileri, oruç sırasında tercih edilen yakıt kaynağı olarak glikoz yerine yağ asitleri ve ketonların kullanımından kaynaklanır. Bu sayede vücut, depolarındaki tüm glikozu kullandığından yağ yakmaya başlar. Yağ yakımı, enerji açıkları nedeniyle özellikle viseral yağ (organ çevresini saran yağ ) dokuda azalma meydana getirir. Yağlanmadaki bu azalma sonucunda; iştah, enerji dengesi, insülin metabolizması ve kan basıncının düzenlenmesinde rol oynayan leptin /adiponektin hormonlarının seviyelerinde ve duyarlılıklarında iyileşmeler yaşanır, bu hormonlar iştah kontrolünün gelişmesine neden olur. Basitçe şöyle açıklanabilir: İnsülin vücudumuza besin girdiğinde kan şekerimizi düzenlemek amacıyla salgılanır. Yani ne kadar az sıklıkta yersek o kadar az salgılanır. Bu şekilde pankreasımız yorulmamış ve hücrelerimiz insüline duyarlılığı bozulmamış olur.

 Araştırmacılar; uzun oruç sürelerinin hücresel onarımı desteklediğini, insan büyüme hormonu seviyelerini artırdığını; obezite, yüksek kan şekeri, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol ve LDL seviyeleri gibi kardiyovasküler hastalık risk faktörlerini azaltmak gibi çeşitli yararları olduğu sonucuna varmışlardır. Araştırmalar ayrıca, gelişmiş olası enfeksiyonlara karşı koruma sağladığını ve daha sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomu ile bağlantılı olabileceğini de öne sürüyor.

Beden kitle indeksi (BKİ) 20'nin altında olan kişiler; karaciğeri, böbreği, düşük kan şekerini etkileyen hastalıklar gibi kronik sorunlar veya metabolik rahatsızlıklardan muzdarip olanlar; 18 yaş altı çocuklar, yeme bozukluğu olanlar, hamile ve emziren kadınların aralıklı oruç diyeti yapmaları önerilmez.

Aralıklı oruç hızlı bir kilo verme çözümü değildir, bu nedenle değişiklikleri hemen görmeyi veya hissetmeyi beklemeyin. Sağlıklı besinler tüketmiyorsanız, porsiyonlarınızı kontrol etmiyorsanız ve işlenmiş yiyecek alımınızı azaltmıyorsanız, oruçtan elde edebileceğiniz faydalar uzun sürmez.

Uzun dönem sürece bağlı kalmadan önemli değişiklikler göremeyebilirsiniz. Birkaç günlüğüne saatlerde uyumsuzluk yaşarsanız süreci terk etmeyin. Ertesi gün kaldığınız yerden devam edin. Sonunda, aralıklı oruç tutmanın günlük hayatınızın bir parçası haline geldiğini görebilirsiniz.

Diyetisyen Ece ALTINTAŞ

Danışmak istediğiniz diğer tüm konular için: DYTECEALTİNTAS