Seçim zamanı halkın ayağına giden, oy dilenen, seçim bittikten sonra halka uşağıymış gibi davranan; oy alıncaya kadar halkın hizmetkârı olmayı vaat edip oyu alıp gücü ele geçirdikten sonra halkın efendisiymiş gibi davranan siyasetçilere kırmızı kart gösterme zamanıdır, seçim günleri. Yetkiyi aldıktan sonra topluma biçim verme çabasıyla atadıkları, taraftar odaklı çalışan tüm makam sahiplerini değiştirmek için fırsat zamanıdır, seçim günleri.
Halk, göz kamaştırıcı, iştah kabartan vaatlere kanıp hâlihazırda çektiği sıkıntıyı unutmamalıdır. Halk gücünü, bugüne kadar olduğu gibi birilerini makam, mevki sahibi yapmada, birilerini rahat ettirmede kullanıp kendi çile çekmeye razı olmamalıdır. Ülkenin nimeti de külfeti de seçen ve seçilen arasında aynı ölçüde paylaşılmalıdır. Birilerine Halil İbrahim sofraları kurulsun, onlar yesin içsinler, sofrayı kuranlar şükretsin. Bu zihniyet değişmelidir. Kimse kimsenin askeri, uşağı değildir.
Demokrasilerde halkın elindeki tek güç, seçme hakkıdır. Halk, bu gücü heba etmemelidir.