Kocaeli siyasetinde derin bir sessizlik kol geziyor. Ülkenin dört bir yanında yoksulluk, adaletsizlik, baskı tırmanırken; kentin muhalefet cephesi suskun, tepkisiz, edilgen bir görüntü çiziyor.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin milletvekilleri, sadece birkaç miting karesinde boy gösteriyor; onun dışında ne bir açıklama, ne bir müdahale, ne de halkın sorunlarına dair ciddi bir çıkış var. Meclis’te dokunulmazlığa sahip vekillerin, iktidarın sorumsuzluklarına dokunmaktan bu kadar çekinmesi, açıkça siyaseten tükenmişliğin ifadesidir.
Parti örgütü deseniz, tam anlamıyla dağılmış durumda. İl başkanlığı neredeyse işlevsiz. İl Başkanı Bülent Sarı’nın ismi, ancak belediye başkanları toplantı yaparsa duyuluyor, yapmazlarsa O da ortada yok. 
Açıkçası, il başkanının ne bir siyaset üretme ÇABASI var, ne de belediye başkanları üzerinde bir etki alanı. İl yönetiminin sahada olmaması, iktidarın her adımını cezasız bırakıyor. CHP, Kocaeli’de sadece tabela partisi hâline gelme riskiyle karşı karşıya.
İlçelerdeki tablo da bundan farksız. İzmit dışında Gölcük, Darıca, Çayırova, Gebze gibi stratejik ilçelerde CHP örgütleri ‘mış gibi’ yaparak ayakta durmaya çalışıyor. İlçe başkanlarının birçoğu, sosyal medya hesaplarından bile iktidarı eleştirmeye cesaret edemiyor. Oysa bu korku iklimi, tam da iktidarın istediği şey. Muhalefetin sessiz kaldığı yerde otoriterlik daha hızlı kök salar.
Belediye başkanları ise henüz ilk yıllarında kendi ilçesindeki temel sorunları çözüme kavuşturamadan Kocaeli Büyükşehir adaylığı yarışına girmiş gibi davranıyor. Görevi alır almaz “Ben büyükşehir adayıyım” diyenler, önce kendi ilçesindeki altyapı krizlerine, personel yönetimine eğilmeli. Siyaset, geleceğe dair hedef koymakla değil, bugünün sorumluluğunu hakkıyla yerine getirmekle yapılır.
Meclis üyeliklerinde de tablo iç karartıcı. İlçelerde sadece birkaç meclis üyesi dışında sesini yükselten, iktidarı eleştiren neredeyse yok. O birkaç isim, taşıdıkları sorumluluğun farkında ve mücadele ediyorlar. Ama ne yazık ki yalnız kalıyorlar ya da bırakılıyorlar. Onların isimlerini burada yazmıyorum; çünkü partide işler öyle bir noktada ki, çalışkan olanlar parti içi rekabete kurban ediliyor. Geriye kalan meclis üyeleri ise ya derin bir sessizlik içinde ya da iktidarı eleştirip hesap sormak yerine güzellemelerle iktidarın yükünü hafifletiyor.
Kocaeli’de CHP örgütü, etkisizliğin, cesaretsizliğin ve vizyonsuzluğun pençesinde kıvranıyor. Bu hal, sadece partinin değil, halkın da umudunu törpülüyor. Genel merkez bu tabloyu görmezden gelirse, önümüzdeki ilk seçimde Kocaeli’de büyük kayıplar yaşanması kaçınılmazdır. Partinin hafızasında CHP’nin Kocaeli gibi bir sanayi kentinde iktidara meydan okuyamaması, uzun yıllar silinmeyecek bir yenilgi olarak kalacaktır.
Artık açıkça konuşmak gerekiyor: CHP Kocaeli’de siyaset üretmiyor, örgütlenmiyor, muhalefet etmiyor. Vekiller sessiz, il yönetimi etkisiz, ilçeler dağınık, belediyeler kendini yarıştırmakla meşgul. İktidarın değirmenine su taşıyan bu pasiflik, halkın değil, iktidarın işine yarıyor. Bu düzeni değiştirecek cesur ve sorumluluk sahibi bir muhalefet olmazsa, kaybedilen sadece bir seçim değil, koca bir kent olacak.