Çok değil, iki hafta sonra 5 yıl boyunca bizleri yönetecek yerel yöneticileri belirlemek üzere sandık başına gideceğiz.
Mesleğimiz gereği siyasetin göbeğindeyiz. Her şeyimiz seçime endekslenmiş durumda.
Ancak vatandaş açısından hiç de öyle değil.
Belki çok iddialı olacak ama kimi vatandaşların umrunda bile değil, yerel seçim.
Üstelik bunu sadece ben değil siyasetçilerin kendisi söylüyor.
31 Mart’a doğru yaklaştıkça, parti yöneticileri ve adayların medya kuruluşlarına ziyaretleri de artıyor. Bu hafta yoğun geçti, ziyaret bakımından.
Gelen her siyasetçinin üzerinde anlaştığı tek bir tespit var: “Seçmende çok da seçim havası yok.”
Evet öyle.
Geçen salı akşamı Cumhuriyet Bulvarı’nda yürüyorum. Fevziye Camii’nin oradan geçerken, önümde yürüyen kadınlardan biri, arkadaşına “Seçimler ne zaman?” diye soruyordu. Diğeri de “Galiba bu ay sonu” cevabını verdi.
Düşünebiliyor musunuz? Seçmenin sandığa ilgi gösterip göstermediğini geçtim, seçimin hangi gün yapılacağını bile bilmeyen veya umursamayan bir kitle bile var.
Şaşırdık mı? Tabii ki hayır.
Çünkü vatandaşın bu ilgisizliğinin sebebi, siyasetçilerin ta kendisi. Vatandaş, siyasetçilere artık güvenmiyor.
AK Parti’ye tepkiliyse, CHP’ye veya İYİ Parti’ye gitmiyor.
Ya da muhalefete tepkiliyse oyunu AK Parti’ye atmıyor.
Kendince görüyor, tartıyor.
Günün sonunda da “Her ikisi de benim derdime çare olamayacak” diye düşünüyor.
Hal böyle olunca, sandığa gitmekten vazgeçiyor.
Belki çok iddialı bir tespit olacak…
Ama bu seçim, katılımın en düşük olduğu seçim olabilir.
2019’daki yerel seçime baktım.
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine katılım yüzde 85.25 olarak gerçekleşmiş. Ki son derece düşük bir katılım.
31 Mart 2024’teki seçim, bundan da düşük olabilir…
Sebebi de yukarıda vurguladığım gibi…
Siyasetçilerin ta kendisi.
Halkın siyaset kurumuna olan güvensizliği…