Sahi hatırlayabileniniz var mı adalet neyin temeliydi?
“Adalet mülkün temelidir”
Burada mülk devlet olarak kullanılmıştır.
Dolayısıyla adaletin olmadığı bir yerde devletten söz edilemez.
Adalet duygusunu zedelediğiniz ölçüde o ülkede huzurdan barıştan söz etmek biraz zor olur.

***

Önyargılı davranmak istemem, ancak bugün sokağa çıkıp herhangi bir vatandaşa sorduğunuzda; adalete olan güveninizin ölçüsü nedir diye bir yanıt beklerseniz, eminim yıllar öncesine göre daha olumsuz cevaplar alacaksınız.
Sadece bana mı böyle geliyor yoksa gerçekten günden güne adalet duygusu zedeleniyor mu?
Peki her birimizin böyle düşünmesine sebep olan olaylar neler?
Her gün televizyonlarda gazetelerde sosyal medyada sokakta gördüğümüz ve asla gerçek cezalarını bulmayan ve o gerçek cezaların verilmediğini düşündüğümüz suçlu olduğuna inandığımız inandırıldığımız insanlar değiller mi?
Hiçbirimiz hakim veya savcı değiliz ancak hepimizin ruhunda bir sızı var bu inkar edilemez.
Neden böyle şeyler düşünüyoruz niye inancımızı yitirdik herkesin eminim söyleyecek birden fazla örneği nedeni vardır.

***

Sizce de artık güçlülerin haklı olduğuna inanmıyor muyuz?
Güçlü olanların eninde sonunda kazanabileceğine inanan kaç kişiyiz.
Vatandaşların bu şekilde düşünmesine neden olan olaylar neler hepimizin gözünde canlandı mı?
Peki bu birden bire mi oldu…
Yoksa zamanlama mı bu hale gelindi?
Toplumda siz de görebiliyor musunuz?
Bir saldırganlık hali, tahammülsüzlük var üstümüzde.
Üstelik bu durum, her geçen gün daha da yapışıyor ruhumuza.
Başkalarının haklarını gasp etme dürtüsü ancak asla başkalarının haklarını yediğine inanmayan insanlar çok fazla değiller mi etrafta?
Bunca yarayı bunca tahribatı tamir edebileceğimizi bilen ya da tamir edebileceğimize inanan kaç kişiyiz.